ENDÜSTRİ 4.0 Kapsamında Dijitalleşme ve Ar-Ge’nin Önemi
Aslında bunun bir fabrika otomasyonu olmadığını bilmemiz lazım. Fabrikaların yan sanayisi ile beraber lojistiğine kadar olan bir süreç olup her ana üreticinin farklı tedarik zincir uygulamaları vardır. Bu işlem zaman kaybı ile hata ihtimalini de arttırmaktadır. Endüstri 4.0 geçilmesi ile ana üretici siparişi geçtiği anda eş zamanlı olarak zincirin son halkası da dahil olacak şekilde sistemlerine düşecektir. Haliyle eş zamanlı olarak ne zaman üretilip teslim edileceğine dair bilgi akışı da sağlanmış olacaktır. Müşteriler artık ürün değil çözüm peşinde olmaya başlayacaktır. Y nesli ise sahip olmayı önemsemekten daha çok kiralamayı tercih etmektedir. Trafik kazalarında yılda 1.2 milyon insanın hayatını kaybettiğini düşünecek olursak; bu yeni sistem ile otonom sürüş sayesinde hem kazalara dair ciddi önlemler alınmakla beraber diğer yandan da 15 yaşındaki bir gencin otonom sürüş sayesinde tek başına seyahat edebilecek durumda olması kaçınılmaz olacaktır. Hatta bu sebeple ehliyete gereksinim olmadan teknolojiye uyum sağlayacak şekilde yasaların dahi değişmesi de gerekecektir.
Örnekleme yapacak olursak da Stuttgart’ta birkaç otoparkta 2018 yılında aktif hale geçecek bir prototip yapılmaktadır. Mobil uygulama sayesinde akıllı telefonunuz ile ayırttığınız alana park edebilecek, siz işlerinizi hallederken elektrikli aracınızı yönlendirmek suretiyle de şarj istasyonlarında aracınızın şarjının olması ve ödemelerinin de sisteme tanımlı kartınızdan düşülmesi gibi karşımıza çıkacaktır. Sistemin tam anlamıyla işlediğini düşündüğümüzde ise; evinizdeki buzdolabı içinde mevcut eksiklikleri tespit ederek markete sipariş göndermesi ve ödemenizin de kartınız aracılığı ile yapılacağını düşünebilirsiniz. İşte bunun gibi örnekler ile devrimin nasıl ve ne kadar hızlı bir şekilde uygulanacağı da gösterilecek olup bizlere üründen çok mobilite çözümleri de sunacaktır. Elektrikli araç üretimi şu an %10 civarında iken 10 yıl içinde bu rakam %25 in üzerinde olması tahmin edilmektedir. Her şeyin mobilize olmaya başladığı bir düzende maliyetlerin karşılanamaması sebepleri ile global halde evrilmeyen firmalar zamanla sisteme yenik düşeceklerdir.
Eğer otomotiv sektörü bu akıma karşılık vermez ise Almanya’daki bir fabrikanın Endüstri 4.0 ile bu kazanımı yakalamaması imkansız hale gelecektir. Bu sayede ülkemizin maliyet ucuzluğundan dolay sırtını dayamış olduğu cazipliğini de kaybetme durumu hasıl olacaktır.
Akıllı araçlara yönelimin artması sebebiyle otomotiv pazarındaki rekabet gücünü karşılayabilmesi için yan sanayide proaktif bir Endüstri 4.0 stratejisinin oluşturulması gerekiyor. Haliyle cazipliğin kaybedilmemesi için bir master planı hazırlanmalı, özellikle de yazılım tarafının güçlendirilmesi ve spesifik Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) teşviklerine önem verilmesi vurgulanarak “GE” (Geliştirme) tarafını daha çok desteklemeliyiz. Yazılım merkezlerine odaklanmaz da teşvik sistemlerinin içine almazsak karşımıza çok fazla engel çıkacak ve bunların hepsini de atlatmak mümkün olmayacaktır. Mevcut sektörün geçmiş olduğu devrimi yakalayamayan şirketler ve ülkelerde, doğru adaptasyon sağlamaz ise çöküşün sinyallerini çok kısa süre içinde gözlemlemenin kaçınılmaz olacağı da aşikardır.
ATSO / HIZLI ADIM ATMIYORUZ ve HENÜZ SANAYİ STRATEJİMİZ YOK !
Ankara Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) başkanı Davut ÇETİN, henüz sanayi stratejimizin olmadığını belirterek çok gelişmiş ülkeler Sanayi 4.0 hakkında hızlı adımlar attığını belirterek; İngiltere’nin Robotik, Yapay Zeka, Otonom veya Sürücüsüz Taşıt, Uydu-Uzay teknolojileri, Sağlık Teknolojisi, Geleceğin Akıllı Malzemeleri, Biyoteknoloji, Kuantum Teknolojisi ve Süper Bilgisayarlar gibi alanları 8 öncelikli yatırım alanı olarak belirlemiş. Artık katma değeri bunlar yaratacağı için hem devlet hem de özel sektör olarak önem vermek durumunda olduğumuzu belirtmiştir. Tüm ülkelerin öncelikli hedef olarak yatırımlarını yönlendirdiğine dikkat çeken ATSO Başkanı, Türkiye’nin ise henüz böyle bir stratejisinin olmadığını ifade ederek bürokrasinin hazırladığı 2015/2018 Sanayi Belgesini ise çok yetersiz olduğunu ve Sanayi 4.0 ın devlet belgelerine henüz tam olarak girmediğini söylemiştir. Bu sebeple hızlıca yeni bir strateji belgesinin hazırlanması ve Sanayi 4.0 kapsamında yeni bir eğitim ve üniversite sistemine geçilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kodlama ve İngilizce bilmeyen nesiller yetişmeye devam ederse hem gençlere hem de ülkeye haksızlık yapılacağını ve ayrıca bunları öğretmeyen okulların kalmamasına değinmiştir. Gereği olmayan lise ve üniversite bölümlerinin kapatılarak bu alanlara yönelme durumunun arzından bahsetmiştir. Hatta mevcut sistemde 40 yaş altındaki tüm çalışanlara zorunlu yeni eğitimler verilmeli ve şirketlerde dijital ekonomiye göre kendilerini hazırlamalıdır demiştir.
BURSA’LI FİRMALARIN NİTELİKLİ ELEMAN ATAĞI
Kalifiye personel ihtiyacı Bursa’lı Sanayicileri işgücünü çağın gereksinimlerine göre yeniden kurgulamak, büyümeyi yönetmek, doğru insan kaynağına ulaşmak amacıyla kurumsal akademi kurmaya başlamış ve hem kalifikasyonu arttırırken hem de sanayiden kopan yeni mezun gençleri yeniden sanayiye çekmeyi hedeflediklerini belirterek bu anlamda en eski akademinin ise TOFAŞ’a ait olduğunu belirtmiştir.
Figes firması Türkiye’nin savunma sanayi, havacılık ve medikal sektörlerinde kritik projelere imza atan ileri mühendislik firması olup Figes Akademi’de uçak tasarım mühendisleri yetiştirecektir. TAİ den gelen talep şu an için 50 mühendis olduğu ve ayrıca Muharip Uçak Projesine de 5.000 kişi lazım olduğu belirtilmektedir. Üniversiteden mezun olan mühendis gençlerimiz ve talep edilen mühendislerin profillerinde ise farklılıklar olduğu belirtilmiştir. Ayrıca; FİGES’in projeleri arasında ilk yerli gemi olan MİLGEM, Sınır Güvenliği için Elektromanyetik Direk, TSK için geliştirilen Biyonik El, yerli ve milli 3D yazıcı gibi projeler yer alıyor.
Doğu Pres ise; Bosch, Delphi ve Denso gibi teknoloji üreten dünya markalarının dizel ve gazolin enjektör parçalarının tedarikçisi olup sanayi 4.0 kapsamında yetkinliklerin arttırılması, uluslar arası tecrübelerle ve bilgi kaynaklarıyla buluşturması ve yerinde eğitilmesini içeren çalışmaları İnsan Kaynakları bünyesinde kurmayı planladıkları Akademi ile gerçekleştirmeyi planlamaktadır.
Has Akademi ise firmalarına başlayan personellere öncelikle biogüvenlik kurallarını öğretiyor, sonrasında kendilerini geliştirmek istediği alanlarda eğitim almaya başlatıyor. Mesleki, kişisel gelişim, sektörel eğitim ve sektör dışı eğitimlere katılarak her çalışanın yılda belli sayıda eğitimden geçmesi gerektiğini belirterek yöneticilerimizi de bu sayede kendi bünyemizden çıkarmış oluyoruz demekle eğitime büyük önem verdiklerine dikkat çekmişler.
TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ SEMİNERİ
Kalkınma Bakanımız Lütfü ELVAN; bilgi temelli yenilikçiliği geliştirmek zorunlu hale geldi ve bilgiye dayalı sermayeye odaklanmak gerekiyor demiştir. Gerçekleşen toplantının ana teması ise; “Bilişimde gelişim, Bilişimle gelişim” olan, Türkiye’de ekonomi ve sanayide geleceğini belirlemek amacıyla sektörde yapısal gelişimin bir an önce yapılmasının dile getirildiği bir toplantı düzenlenmiştir.
Kalkınma bilgi ve iletişim teknolojilerinin değerinin çok yükseldiği, ekonomilerin dijitalleşme sürecine girdiği, dijitalleşmenin yeni bir boyuta taşınacağı ifade edilmekle beraber bilgi ekonomisi ile genel ekonomi arasında ayrım yapmanın da giderek zorlaştığı belirtilmiştir. Önümüzdeki dönemin ise güçlü toplumları dijitalleşme sürecini çok etkin şekilde yönetenler ve bunun sonucu olarak bilgi temelli yenilikçiliği geliştirenler olacak demiştir.
Üretkenliği artırmak için bilgi temelli yenilikçiliği geliştirmek zorunlu hale gelmiş olup bilgiye dayalı sermayeye odaklanmak gerekiyor. Piyasa ihtiyaçları doğrultusunda üniversitelerin eğitim müfredatlarını iyileştirmeliyiz. Ar-Ge kapasitemizin daha da arttırılmasına yönelik alt yapıların güçlendirildiği belirtilmiştir. Bilgi ekonomisine geçişi hızlandırmak için her kesimin fikrine ve desteğine ihtiyacın olduğu, artan otomasyon nedeniyle işsiz kalacaklara yeni ekonomide takip edilen niteliklerin kazandırılması ve ilkokul öğrencilerine kodlama eğitimi verilmesi konularında çalışmaların yapılması gerektiği ve yazılım ile hizmet alanlarının Türkiye için öncelikli alanlar olarak görüldüğünü ifade etmiştir.
TÜSİAD / Erol BİLECİK; Analitik, özgür ve yaratıcı düşünme başta olmak üzere geniş kapsamlı eğitim reformunun hayata geçirilmesi gerektiğini ve dijitalleşmeyle endüstrilerin yeniden tanımlandığını, daha önce var olmayan yepyeni endüstrilerin de olduğunu anlatmıştır. Diğer yandan “DİJİTAL DÜNYANIN EN BÜYÜK SERMAYESİ İNSAN” demekle beraber; eğitim sisteminde yenilikçilik, yaratıcılık, eleştirisel düşünce, problem çözme, yabancı dil, dijital okuryazarlık, becerilerinin gençlere kazandırılması ise kritik önem taşıdığını belirtmiştir. TÜSİAD olarak STEM eğitimi yani fen, teknoloji, mühendislik, matematik bütünleşik eğitim yaklaşımının altını çizdiği ifade edilerek özel sektör, kamu eğitim camiasındaki farkındalığı yükseltmek için de çalışmalar yapmanın gerekliliği üzerinde durmuştur.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TEKNOKENT GENEL MÜDÜRÜ / İlyas YILMAZYILDIZ; Tekno kentlerde yaşanan sıkıntılardan bahsederek birçok Ar-Ge programının yeterli kaynak olmaması sebebi ile yarım kaldığı ve bürokrasinin bu konuda ikna edilmesi gerektiğini söylemiştir. Hatta devletin proje yarışmaları açmaları ve tekno kentler arasında işbirliği sağlayarak ortak projelerin geliştirilmesine değinmiştir.
TTGV BAŞKANI / Cengiz ULTAV; Y / Z kuşağının nasıl bir sağlık, nasıl bir toplum istediklerinin iyi araştırılması ve bunun da sürdürülebilirliğinin sağlanması gerektiğini belirmiştir. Bu konuda teşvikler ortaya konulurken proaktif olunmalı ve Ar-Ge ile temel araştırmalar konusunda politikalar geliştirilmeli demiştir. Yan sanayinin sürdürülebilir olması, dünyayı ve çevreyi koruma, ulaşım ve sağlık konularının ele alındığını da belirterek, önleyici tıp konularında da önemli gelişmelerin olacağına dikkat çekerek; Şirketlerin gelecekteki 3 ufkunda ise kendi işinizi nasıl değiştireceksiniz? Sistemde kırılma yaratacak yeni ürünler var mı? Gençlerin hayalinin nereye gittiği konusundaki projelere ayrılacak olan kaynak olarak görüş bildirmiştir.
Hasan ASLANOBA; 2013-2015 döneminde yeni girişimlere konan finansmanın %38 ini tek başına sağlamakla beraber Bitaksi, Modanisa, MobilOtoServis, Webnak gibi yatırımlar yapması sayesinde de birçok gencin internet girişimcisi olmasına etkili olan ve kendisi melek yatırımcı olarak da tanınmaktadır. Rakiplerinden temel farkı ise; mobil teknolojileri iş yapış süreçlerine entegre ediş yöntemleriyle ilgilidir. Uygulamalarına örnekleme yapacak olursak; Mobil telefona Webnak indiren kamyonculara uygun fiyatlı ve %100 sigortalı hizmet sunarak müşteri ile direk kendilerinin muhatap olmalarını belirtebiliriz. Toplamda 80 girişim yapmakla beraber bunlardan 35’i ABD’de bulunmakta olup, ayrıca yapay zeka girişimleri yapan bir fona da katılmıştır.
ASELSAN / Vedat ÜNAL; TSK’ya hizmet vermenin dışında ulaşım, güvenlik, enerji ve otomasyon sistemleri sektörlerinde Ar-Ge’ye ağırlık verildiğini anlatarak 5 ayrı sektör için 5 ayrı Ar-Ge merkezlerinin olduğu belirterek, yan sanayinin de gelişimine destek verdiklerini belirtmiştir.